Çevrim içi olarak
gerçekleştirilen sempozyumun açılışında konuşan Düzce Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Koç, Yunus Emre’yi tam anlamıyla
içselleştiremediğimizi, O’nun anlayışını sosyal yaşantımıza ve davranışlarımıza
yansıtamadığımızı ifade ederek sempozyumda bu konuların cevaplarının
bulunacağını söyledi. Fakülte olarak Yunus Emre’yi işlemeye, anlamaya, hatırlamaya
çalıştıklarını belirten Prof. Dr. Mustafa Koç, sempozyumun hayırlı ve başarılı
sonuçlar getirmesini temenni etti.
Düzce Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar yaptığı konuşmasına, sempozyuma bildiri
gönderen ve katkı sağlayanlara teşekkür ederek başladı. Coğrafyamızda
kaderimize yön veren çok değerli düşünürlerin yaşadığını belirten Rektör Çakar,
Yunus Emre’nin kendini bilmek sözüne atıfta bulunarak kendini bilmenin çok
önemli bir farkındalık olduğunun altını çizdi. Prof. Dr. Çakar, “Kendini bilen
insan başkalarını da bilir. Başkalarını bilen insanın onları önemsemesi, hakkı
gözetmesi, tarafsız olması çok daha olası. İnsanın kendisini bilmesi sadece iç
huzuru beraberine getirmiyor, başkalarının hakkını gözetmeyi, saygıyı, hürmeti
ve objektifliği de beraberinde getiriyor” ifadelerini kullandı.
İnsanın kendisiyle
barışmasının, nefsine hakim olabilmesinin önemine vurgu yapan Düzce
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar, genç neslin nefis
terbiyesine, hırs terbiyesine, bağımlılıkla mücadelede ve başkalarının hakkını
gözetirken de nefis terbiyesine odaklanmasını tavsiye etti.
Açılış konuşmalarının
ardından moderatörlüğünü Düzce Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Fevzi Karademir’in üstlendiği açılış oturumuna geçildi. Yunus
Emre’nin dizeleriyle sözlerine başlayan Prof. Dr. Fevzi Karademir, günümüz
dünyasında sevgi ve birlik davasını diriltmeye ihtiyacımız olduğunu ifade erek
sözü ilk konuşmacı Prof. Dr. Sabahattin Küçük’e bıraktı.
Cennet kavramıyla
konuşmasına başlayan Prof. Dr. Sabahattin Küçük, Yunus Emre’nin arzu ettiği
cennetin, mutlak hakikatin kavranabildiği, birlik ve bütünlüğün idrak
edilebildiği manevi cennet olduğunu söyledi. Gerçeği arayan kişinin, kendi olma
durumuna ancak akılla ulaşabileceğini belirten Prof. Dr. Küçük; insanın kendi
gerçekliği ve benliğini fark ederek insani yasa ve kurallara uygun yaşaması ve
erdemli insan olarak topluma katılması gerektiğini vurguladı.
Açılış oturumun bir
diğer konuşmacısı Düzce Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç
ise, Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlana ve Yunus Emre gibi şahsiyetlerin, dönemin zor
şartlarına rağmen sosyal hayatta var oluş fikrini aşılamaya devam ettiklerine
dikkat çekti. Yunus Emre’nin ilk bilimsel biyografisinin Fuat Köprülü
tarafından hazırlandığını söyleyen Prof. Dr. İlhan Genç, O’nun tarikat
kurmadığını ve sadece ilahilerle bilindiğini sözlerine ekledi. Yunus Emre’nin
gerçekçi olduğunu ve ölümü kutsamadığını dile getiren Prof. Dr. Genç, insanın
kendi benliğini, nefsini, dünya sevgisini yenmede en mühim aracın ilahi aşk
olduğunu ifade etti.
Ulusal Yunus Emre
Öğrenci Sempozyumu’nun ilk günü, düzenlenen oturumların ardından sona erdi.