Yaz mevsiminin sık tüketilen meyvesi karpuzla ilgili ortaya
atılan 'İçine şırıngayla şeker enjekte ediliyor' iddiası tartışılıyor.
Üreteciler iddiaları reddederken, tüketiciler ise daha önce bu kadar erken
zamanda tatlı karpuz yemediklerini ifade ederek iddianın doğru olduğuna
inandıklarını söyledi. Diyetisyen Fatma Altıntaş Kaplan ise karpuza şeker
enjekte edilmesi durumunda oluşabilecek ölümcül tehlikeye dikkat çekti.
Yaz meyvesi karpuzla ilgili son yıllarda ortaya atılan
'İçine şırınga ile şeker enjekte ediliyor' iddiası tartışılıyor. Türkiye'nin
yaş sebze meyve ihtiyacının büyük bölümünü karşılayan Antalya'daki çiftçiler
hasada devam ederken, tarlada büyüyen karpuzların son zamanlarda daha lezzetli
olması için üreticilerin bazı hilelere başvurduğu söylentileri ise tüketiciler
arasında hızla yayıldı.
Karpuzun daha tatlı olması için içine şırıngayla şeker
enjekte edildiği iddiasını değerlendiren Diyetisyen Fatma Altıntaş Kaplan, yaz
aylarının su ve potasyum yönünden çok zengin olan meyveleri arasında karpuz
olduğunu söyledi. Karpuzun içerisinde düşük oranda protein, 0.1- 0.2 gram
civarında yağ içeriği ve 6 gram civarında da karbonhidrat yani şeker içeri
bulunduğunu kaydeden Kaplan, karpuzun tek başına şeker oranı yüksek bir meyve
olduğunu belirtti.
BÜYÜK RİSK OLUŞTURUR; Ölçülü yenildiği takdirde herhangi bir
zararının bulunmadığını, 1 dilim 2 parmak kalınlığındaki karpuzun 30 kalori
civarında enerji verdiğini belirten Diyetisyen Fatma Altıntaş Kaplan, şöyle
dedi:
"Posa bakımından çok zayıf kalması ve içerdiği şeker
bakımından da kan şekerini hızlı yükselten bir meyvedir. Zaten diyabet
hastalarına karpuzu dikkatli tüketin derken bir de içerisine enjekte edilen
ekstra şeker riski daha da arttırmaktadır. Fazla alınan şekerin uzun vadede
obeziteye yol açtığını, yükselen gliserin değerleriyle birlikte kalp damar
sağlığı açısından risk oluşturduğunu, diş çürüklerine yol açtığını biliyoruz.
Yüksek şeker tüketimin kanserle ilişkili olduğunu biliyoruz.
Bu yüzden ilave şeker tüketiminden mümkün olduğunca uzak
durmak gerekir. Sağlıklı bireyde şeker alımının günlük enerjinin yüzde 5- 10'u
geçmemesi gerekirken meyveye enjekte edilerek de alınması hem doğal beslenmeden
bizi uzaklaştırmakta hem de ilave şeker alımıyla pek çok hastalığa davetiye
çıkarmaktadır. Meyvenin içerisinde doğal olan bir şeker var ve bu bizim
ihtiyacımızı karşılamaya yeterli. Bu tarz hileler bir yerde beğeniye ya da
ticari olarak karı artırırken, aynı zamanda kamu sağlığı açışından büyük bir
risk oluşturmaktadır."
TÜKETİCİLER İNANIYOR; Bazı tüketiciler de daha önce bu kadar
erken zamanda tatlı karpuz yemediklerini ifade ederek iddianın doğru olduğuna
inandıklarını söyledi. Karpuzun çok tatlı olduğunu anlatan ve şeker enjekte
edildiğine inanan Serenay Kabadayı "Bence olabilir. Önceden bu mevsimde
kelek olurdu karpuzlar. Önceye nazaran daha tatlı daha şekerli şimdilerde.
İçinden bal akıyor gibi. Ben inanıyorum bu duruma. Büyük ihtimalle var. Üretici
için de bu durum bence hiç zor değil. Talebin artması için böyle bir şey yapmış
olabilirler" dedi. Şekerli su enjekte edildiği iddiasına inanan bir başka
tüketici Büşra Tezcan ise "Pazarlar uzun süre kapalı oldu. Üreticiler
bence daha çok satmak için böyle bir şeye başvurmuşlardır. GDO'lu ürünlerde
oluyor artık günümüzde. Bence bu da olabilir. Önceden karpuzlar bu zamanlarda
bu kadar tatlı değildi. Şimdikiler daha tatlı" diye konuştu.
ÜRETİCİLER REDDETTİ; Karpuza şeker enjekte edilmesi iddialarını
reddeden çiftçiler ise bu söylemlerin kendilerini üzdüğünü kaydetti. Serik
ilçesinde 80 dönüm tarlada üretim yapan ziraat mühendisi İskender Yaman, bu
iddianın imkansız olduğunu söyledi. Gece gündüz durmadan tarlada
çalıştıklarını, bu ürünleri ancak yetiştirdiklerini ifade eden Yaman,
"Piyasalar zaten dalgalı. Kimse şeker enjekte edecek bir işe girişmez.
Karpuzun yapısı zaten buna müsaade etmez. Karpuzun tadı zamanında sulama,
gübreleme ve fide türüne göre değişir. Karpuzu bıçakla zor kesiyoruz, iğnenin
kabuğunu delmesi imkansız" dedi.
Aynı bölgede karpuz üretimi yapan İbrahim Iltar da iddianın
asılsız olduğunu söyledi. Karpuzun kabuğunun delinmesi halinde çürüyeceğini
anlatan Iltar, "Bir kökten 4 karpuz alıyorum. Bu tarlada 36 bin karpuz
var. Buna zaman yetmez. Çiftçinin bununla uğraşacak zamanı da parası da
yok" diye konuştu.
Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp ise iddianın
yıllardır söylenegelen bir saçmalık olduğunu kaydetti. Bu türden iddialara
itibar edilmemesi uyarısında bulunan Alp, "Akşam ekilip sabah toplandığı
iddiası da ortaya atılmıştı zamanında. Karpuzun içine şeker sıkıldığı iddiası
da yalandır. Karpuzun içi zaten doludur bir şey enjekte etmek mümkün değil.
Mantık dışı konuşmalar bunlar" dedi.
Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ali Manavoğlu
da iddiayı değerlendirdi. Ailesinin de karpuz ürettiğini kaydeden Manavoğlu,
"Hasattan önce şeker enjekte edilmesi tamamen hurafe, şehir efsanesidir.
Bir kere o açılan delikten fungal ve bakteriyel hastalıklar oluşacaktır. Bir
firmaya satılması için gönderdiniz ve o karpuzda delik oluştuğu için 10 gün
dayanacaksa 3 gün sonra yenmez hale gelir. Şeker seviyesi gübrelerle
ayarlanıyor" diye konuştu.