Değerli Kardeşimiz; Gusül, Allah’u Teâlâ’nın müslümanlar için emrettiği en önemli maddî-manevî temizlik biçimidir. Cenâb-ı Hak, “…cünüb iseniz hemen (tamâmen) yıkanıp temizlenin!…” (Maide, 6) buyurmaktadır.
Bu yıkanmanın şeklini de Hz. Peygamber (asm) kendi tatbikatıyla bize öğretmiştir. Guslün daha çok manevî bir temizleme aracı olduğu unutulmamalıdır.
Çünkü vücudumuzun herhangi bir yerinde görünür bir pislik veya kir-pas olmasa bile cunüb olan kimsenin ibadetlerini yerine getirebilmesi için mutlaka gusl etmesi gerekir.
Ayrıca gerekli şartları yerine getirilmeyen yıkanma, ne kadar itinalı yapılırsa yapılsın guslün yerine geçmez ve bununla cunüblükten kurtulmak mümkün olmaz.
Cünüb olan kimse ilk fırsatta gusletmeye çalışmalıdır. Bu durumda ancak, içinde bulunduğu namaz vaktinin çıkmasına kadar müsaade vardır; daha fazla geciktirmesi günâh kazanmasına sebep olur.
Gusletmeyi namaz vaktine kadar geciktirmek uygun değildir Gudayf b. Haris (ra) şöyle demiştir: “Âişe’ye (ra): Ne dersin? Resûlullah (asm) cünüplükten dolayı, gecenin başında mı, yoksa sonunda mı yıkanırdı? dedim. Bazen başında bazen de sonunda guslederdi, dedi. Allahu Ekber… Genişlik (kolaylık) veren Allah’a hamd olsun, dedim. (Nesâî, tahâre 140, 141, gusl b; Ahmed b. Hanbel.Vl, 47)
Hadîs-i şeriften, cünüp olan kişinin, cünüp olur olmaz hemen yıkanmasının farz olmadığı, gecenin sonuna kadar guslü tehir ve terk etmesinin caiz olduğu anlaşılmaktadır. Ancak gusülde acele etmek efdaldir. Resûlullah (asm) ümmetine bir kolaylık ve cevazına işaret etmek üzere guslü bazen gecenin sonuna kadar te’hir etmiştir.
Cünüp olan kişinin, cünüp olur olmaz gusl etmesi farz değildir. (Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi) Cünüp olan kimse, hemen yıkanmaz da, gusletmeyi namaz vaktine kadar tehir ederse, günahkâr olmaz. Muhıyt’te de böyledir. (Fetevayi Hindiyye) Haberimizin devamını okumak için lütfen sonraki syafaya geçiniz..