Bugün
Hikayeler Fıkralar
28 Mart 2023 - 23:22

Gelin Kaynana

28 Mart 2023 - 23:22

Şerife'yi babası istemediği birine verecekti. Sevdiği çocuk bunu öğrenince kızı zorla kaçırdı. Kaçırdı ama annesi Şerife'yi hiç istemedi. Sonra Şerife hamile kaldı.

Arkadaşı ile su doldurmaya çeşmeye giden Şerife’nin üzgün hâli, arkadaşının gözünden kaçmadı. Koluyla arkadaşını dürterek;
_ Ne oldu? Sanki Karadeniz’de gemilerin batmış gibi efkârlısın.
Deyince, ağlamamak için kendini zor tutan Şerife daha fazla dayanamadı ve hıçkırarak ağlamaya başladı. Arkadaşına;
_ Bu akşam bana görücü gelecek. Babam, beni bu çocuğa vereceğini söyledi. Deyince arkadaşı durumu hemen anladı. Şerife’ye;
_ Şimdi anlaşıldı neden ağladığın? Senin sevdiğin biri vardı. Adıda Mustafa’ydı. Yanlış hatırlamıyorum değil mi? Babangile bahsetmedin mi? Haberleri yok mu Mustafa’dan? Diye sordu. Şerife de;
_ Bahsetmem mi? Bahsettim, haberleri var tabi ama babam, askere daha gitmemiş birine kız vermem dedi ve gözyaşları yanaklarından aşağı süzülmeye başladı. Bir eli ile gözyaşlarını siliyor, bir eli ile de suyun altına dolması için koyduğu bidonu tutuyordu. Arkadaşı Şerife’ye;
_ İyi insan sözünün üzerine gelirmiş, bak kim geliyor? Dedi.
Şerife suyu doldurmak için çöktüğü yerden ayağa kalkıp arkadaşının baktığı yöne doğru bakınca, sevdiğini görmenin mutluluğunu, onu bir daha göremeyeceğinin de hüznünü yaşadı. Elini yüzüne kapatıp ağlamaya başladı.
Mustafa, Şerife’yi ağlar görünce bişey olmuş diyerek endişelendi ve adımlarını hızlandırarak koşar adımlarla yanına geldi.
_ Gönlümün sultanı neden ağlıyorsun? Bişey mi oldu?
Diye sorunca Şerife’nin ağlaması daha da arttığından konuşamadı. Onun yerine Şerife’nin arkadaşı cevap verdi.
_ Bu akşam ona görücü gelecekmiş ve babası da onu o çocuğa vereceğini söylemiş.
Deyince, Mustafa’nın yüzü öfkeden kızardı.
_ Yapamaz böyle birşey. Üstelik biz birbirimizi bu kadar çok severken dedi.
Şerife ağlamasını hiç kesmeden;
_ Babamı tanımıyorsun, o birşey söyledi mi yapar, dedi.
Mustafa;
_ O zaman bize başka çare bırakmadı, diyerek Şerife’nin elinde ki bidonu elinden alıp duvara fırlattı. Şerife’nin de elinden tuttu ve;
_ Haydi gidiyoruz dedi.
Şerife anlamadı, şaşırdı. Şaşkınlıkla;
_ Nereye? Dedi.
Mustafa;
_ Tabi ki bize. Kaçıracağım seni. Hemen benimle geliyorsun. Diyerek elini tutup çekiştirmeye başlayınca Şerife gitmek istemedi ve;
_ Babam beni evlatlıktan reddeder ve bir daha hiç affetmez. Seninle gelemem Mustafa. Diyerek elini sımsıkı tutan Mustafa’nın elinden çekmek istese de Mustafa bırakmıyordu. Mustafa Şerife’ye bakarak;
_ Ya güzellikle gelirsin, ya da zorla dedi. Şerife gitmemek için direnince, onu çekerek zorla götürmeye başladı. Şerife’nin arkadaşına dönerek de;
_ Sen de biraz daha bekle ve sonra Şerife gile git ve Mustafa Şerife’yi zorla kaçırdı de diye tembihledi ve hızlı adımlarla tek geldiği yolu çift olarak, Şerife’yi de sürükleyerek götürdü.
Şerife’nin arkadaşı Mustafa’nın tembihlediği gibi bir süre bekledi ve daha sonra da Şerife’lerin eve gitti. Telaşla kapıyı çaldı. İçeriden Şerife’nin babası Hasan’ın gür bir sesle;
_ Kapıyı alacaklı gibi çalan bu densiz de kim? Dediğini işitti. Ayak sesleri gittikçe yaklaşınca, Şerife’nin arkadaşının içini telaş kapladı ve korkmasına neden oldu. Mustafa’ya hiç engel olmaya çalışmadığından, içini pişmanlık kapladı. Kendini kötü hissetti ve eli ayağı korkudan titredi. Ayak sesleri kapıya iyice yaklaştı ve kapı hışımla açıldı.
Kapıyı açan Şerife’nin babasıydı. Pala bıyıkları adamın yüzünü daha ciddi hale getirmiş, bir metre doksan santim boyu ve heybetli sesi ile kapıyı çalan genç kıza;
_ Neden kapıyı kıracakmış gibi çalıyorsun Emine?
Diye bağırınca Emine kekelemeye başladı ve Mustafa Şerife’yi kaçırdı diyerek olduğu yere düşüp bayıldı. Şerife’nin annesi ve kızkardeşleri Emine’nin başını sarmış onu ayıltmaya uğraşırken, Şerife’nin babası Hasan gür bir sesle oğullarını yanına çağırdı.
_ Bacınız, yüzümüzü yere eğdirdi. Namusumuzu iki paralık etti. Artık onun bu evde yeri yok. Bu böyle biline. Mustafa’ya da haddi bildirile diyerek oğullarını Mustafa’nın evine gönderdi.
Şerife’nin abileri babaları gibi uzun boyluydu ama Allah’tan huyları anaları gibiydi. Babalarının sözünü yere düşürmemek, hem de Mustafa’ya gözdağı vermek için Mustafa’yı bulup onu bir güzel dövdüler. Mustafa’nın yediği dayağı gören annesi aht edip yemin etti.
_ Seni gelin diye bu evde tutarsam, aha şu yüzüme tükürsünler. Ben oğluma senden daha güzelini alacaktım, çirkin şey. Oğlum senin neyini beğendi de bir de senin uğruna bir araba dolusu dayak yedi? Diye söylenirken, gözleri nefret saçıyordu.
Mustafa yediği dayakla yatak döşek yatarken, babasının getirdiği İmam Efendi gençlerin nikâhını kıydı. Mustafa’nın evlendikten kısa süre sonra askerlik kâğıdı geldi. Çiçeği burnunda yeni evli çift, daha yeni evlendikleri hâlde ayrı düşmüş, kocası birliğine teslim olunca, kaynanası ile olan imtihanı da başlamış oldu. Detayı bir diğer sonraki sayfamıza geçerek okuyunuz...